Lesson: Driving a Car in Turkish – Audio
Despite the traffic trouble, you might love to travel to coasts or Belgrad Forest over the weekend with your friends. Knowing how to say “handbrake”, “step on the gas” or “clutch” might be very useful. In the dialogue, you’ll hear one friend teaching another how to drive.
Download the audio
Download the transcript and the grammar notes
Transcript
Erkek: Şimdi odaklan ve dediklerimi yap. Bir yerlere çarpıp ölmek istemezsin değil mi?
Kız: Tamam tamam ama sen de en kötü senaryoya hazır ol.
Erkek: El frenini kontrol et, boşa al. Şimdi de debriyaja basılı tut. Aferin. Öteki ayağını gaza koymadan önce de debriyajdaki ayağını hafifçe kaldırarak arabayı hareket ettir.
Kız: Ama bu çok zor.
Erkek: Nazik ol yavaşça bas. Yapamayacağın olasılığını kafandan at. Yapabileceksin.
Kız: Tamam deneyeceğim.
Erkek: Senden çok daha kötü öğrencilerim oldu. Ahmeti hatırlıyor musun?
Kız: Liseden mi?
Erkek: Evet o hep anlatırdı. Yok çok iyi araba sürermişmiş, ondan iyisi yokmuşmuş…
Kız: Süremiyor muymuş?
Erkek: Tabii ki hayır. Gelip benden yardım istedi ama sayemde hemen bir haftada öğrendi.
Kız: O zaman kesinlikle ben de yapabilirim. Başarılı olacağıma kesinlikle inanıyorum. Hadi başlayalım.
Translation
Boy: Now focus and do what I say. You don’t want to hit somewhere and die, right?
Girl: Okay, but be prepared for the worst-case scenario.
Boy: Check the handbrake, release it. Now, keep putting your foot on the clutch. Well done. Before putting your other foot down the gas, slightly take your foot off the clutch and the car will move. (move the car by taking your foot off the clutch slightly)
Girl: But this is very difficult.
Boy: Be gentle, put it on slowly. Stop thinking about the possibility that you can’t. You’re going to do it.
Girl: OK, I’ll try.
Boy: I had much worse students than you. Do you remember Ahmet?
Girl: From high school?
Boy: Yes, he always used to make up stories that he could drive very well, no driver better than him etc etc.
Girl: Can’t he drive?
Boy: Of course not. He came and asked me for help, but he learned in a week thanks to me.
Girl: Then I can definitely do it. I strongly believe that I will be successful. Let’s start.
Grammar Notes
-A inanmak
-A inanmak
-Abileceğime inanmak
Bilal bu arabayı sürebileceğime pek inanmıyorum.
Bilal, I don’t believe that I can drive this car.
Bilal bu arabayı sürebileceğine pek inanmıyorum.
Bilal, I don’t believe that you can drive this car.
Ben – sürebileceğime
Sen – sürebileceğine
O – sürebileceğine
Biz – sürebileceğimize
Siz – sürebileceğinize
Onlar – sürebileceklerine
The suffix -Ip
Bir yerlere çarpıp ölmek istemezsin değil mi?
You don’t want to hit somewhere and die, right?
İleride bir gün öteki öğrencilerime senin nasıl korkup sonradan işi çözdüğünü anlatacağım.
In the future, I will tell my other students how you are afraid and solve the problem afterwards.
Gelip benden yardım istedi ama sayemde hemen bir haftada öğrendi.
He came and asked me for help, but he learned it in a week thanks to me.
-A hazır olmak
To get ready
Sen en kötü senaryoya hazır ol.
Get ready for the worst scenario.
-ArAk: as
Öteki ayağını gaza koymadan önce de debriyajdaki ayağını hafifçe kaldırarak arabayı hareket ettir.
Before you put your other foot on the gas, move the car by slightly lifting your foot on the clutch.
Bir varmış bir yokmuş.
Once upon a time.
“Bir varmış bir yokmuş.“ is how you start fairytales. The sentences after this sentence usually take reported past tense suffix -mIş (as it’s not witnessed)
Bir varmış bir yokmuş. Çok yakışıklı bir prens varmış.
Once upon a time. There was a very handsome prince.
Ama bir gün cesaretini toplayınca başarabilmiş ve arabasını çok uzak yerlere sürebilmiş.
But one day, when he gathered his courage, he succeeded and could drive his car far away.
-I hatırlamak
To remember
Ahmeti hatırlıyor musun?
Do you remember Ahmet?
Ne yaptığını hatırlıyor musun? Çok sarhoştun.
Do you remember what you did? You were very drunk.
Repetition of -mIş.
Yok çok iyi araba sürermişmiş, ondan iyisi yokmuşmuş…
No, he drives very very well, no one better than him… blah blah
The repetition of the reported past tense suffix implies that the speaker doesn’t believe what he’s saying. Also, it caricatures that Ahmet speaks of himself a lot.
-A inanmak
Başarılı olacağıma kesinlikle inanıyorum.
I strongly believe that I will be successful.
Yapabileceğime inanıyorum.
I believe I can do it.
Vocabulary
Gaza basmak
Step on the gas
Frene basmak
Put on/Step on the brake
Araba sürmek
To drive car
Çarpmak
To hit
Sakinleşmek
To calm down
Korku
Fear
Odaklanmak
To focus
Fren
Brake
El freni
Handbrake
Boşa almak
To declutch
Debriyaj
Clutch
Hafif
Mild, light
Hafifçe
Softly
Nazik
Courteous, polite
Olasılık
Possibility
Ülke
Country
Cesaret
Courage
Cesaretini toplamak
To pluck up one’s courage
Hatırlamak
To remember
Lise
High school