Lesson: Talking About Your Food at a Restaurant – Audio
Ordering food in a restaurant is an important experience in which you learn new words and phrases quickly. It’s also a great opportunity to practice what you have learned. In the dialogue, you’ll hear new phrases and verbs which will be helpful when you are ordering food.
Download the audio
Download the transcript and the grammar notes
Transcript
Ali: Ne düşünüyorsun yemek hakkında?
Zeynep: Sanki biraz kuru geldi bana. Etin daha az pişmesi gerekiyor. Senin yemeğin nasıl?
Ali: Balık ta baya kuru geldi. Yanındaki püre güzel ama sanki içinde margarin kullanmışlar.
Zeynep: Olabilir… Gelen salatalar bile beklemiş görünüyor. Bir daha buraya gelmeyelim.
Ali: Bence de. Tamamıyla fiyasko çıktı.
Zeynep: Kim önerdi burayı?
Ali: Yan komşular önerdi ya. Hatırlamıyor musunuz?
Zeynep: Ah.. evet. Zevksizler.
Ali: Şştt. Öyle deme. Belki onlar güzel yemek yemişlerdir, iyi servis yapılmıştır. Kim bilir?
Zeynep: Ya… Olabilir.
…
Ali: Bir şey söyleyeceğim. Bu şu ana kadar yediğim en iyi balık olabilir.
Zeynep: Benimki de öyle. Tam istediğim gibi.
Ali: Hem böyle güzel bir manzara hem de güzel yemek zor bulunuyor.
Zeynep: Değil mi? Genellikle restoranın güzel manzarası varsa, yemeklerin çok güzel olmasına gerek kalmıyor.
Translation
Ali: What do you think about food?
Zeynep: It seemed a little dry to me. The meat needs to be cooked less. How’s your food?
Ali: The fish also is quite dry. The mash next to it is good, but it is as if they used margarine in it.
Zeynep: It may be… Even the salads seem to have waited (for a long time). Let’s not come here again.
Ali: I think so too. It turned out to be a complete fiasco.
Zeynep: Who suggested this place?
Ali: The neighbors suggested. Don’t you remember?
Zeynep: Ah .. yes. Dull people.
Ali: Shh. Do not say that. Maybe they had a nice meal, well served. Who knows?
Zeynep: Yeah … it might be.
…
Ali: I’m going to say something. This may be the best fish I’ve ever eaten.
Zeynep: So is mine. Exactly as I want.
Ali: Both such a beautiful view and good food are difficult to find together.
Zeynep: Right? Generally, if the restaurant has a beautiful view, the food does not have to be very good.
Grammar Notes
-A geldi
-A geldi.
Seemed
Sanki biraz kuru geldi bana.
It seemed a little dry to me.
Davranışları biraz kaba geldi bana.
His behaviors seemed a bit rude to me.
—
Bir daha buraya gelmeyelim.
Let’s not come here again.
The structure belongs to Imperative and can be translated as “Let’s not …”.
Phrases like “Kolay gelsin” or “afiyet olsun” have the structure for the third person of imperative:
Positive
Ben – geleyim
Sen – gel
O – gelsin
Biz – gelelim
Siz – gelin
Onlar – gelsinler
Negative
Ben – gelmeyeyim (gel + me + y + eyim) another example: bakmayayım (bak + ma + y + ayım)
Sen – gelme
O – gelmesin
Biz – gelmeyelim
Siz – gelmeyin
Onlar – gelmesinler
—
Tamamıyla fiyasko çıktı.
It turned out completely fiasco.
Sonunda katil abisi çıktı.
At the end, his big brother turned out to be the murderer.
—
Belki onlar güzel yemek yemişlerdir.
Maybe they had a nice meal.
They might have had a nice meal.
When “belki” is used, the verb should have the generalization suffix -DIr.
The same meaning can be given with this structure as well:
Onlar güzel yemek yemiş olabilirler.
—
Tam istediğim gibi.
Exactly as I want.
-lA ilgilenmek
To take care of, to be interested in, to pay attention
Garsonlar ne kadar çok ilgileniyorlar müşteriyle, gördün mü?
Waiters are very interested in the customer, did you see?
Benimle hiç ilgilenmediniz. Sürekli birbirinizle konuştunuz.
You have never paid me attention. You always talk to each other.
—
-I hatırlamak
Geçen gittiğimiz restaurantı hatırlıyor musun?
Do you remember the last restaurant we went to?
Ne yaptığımızı hatırlıyor musun? Çok sarhoştun.
Do you remember what we did? You were very drunk.
–
Bir daha …
Again, once more
Bir daha ki sefer senin yediğinden yemek istiyorum.
Next time, I want to eat what you’re eating.
Bir daha asla buraya gelmeyeceğim!
I’ll never come here again!
-DAn memnun olmak
Kendi tabağımdan memnunum.
I am satisfied with my own plate.
Yaptıkların
Things you have done.
Yaptıklarından memnun musun?
Are you satisfied with what you have done
Söylediklerinden memnun musun?
Are you satisfied with what you have said?
Vocabulary
Düşünmek
To think
Kuru
Dry
Galiba
Probably
Daha
More
Balık
Fish
Püre
Puree
Fiyasko
Failure, fiasco
Komşu
Neighbor
Zevk
Pleasure
Zevksiz
Tasteless
Kim bilir?
Who knows?
Vakit
Time
Izgara
Grill
Manzara
Landscape
Şaşırtmak
To amaze
Bayılmak
To love
Katılmak
To agree
Vasat
Mediocre
Boşver
Drop it
Sefer
Round, voyage
Paylaşmak
To share
Tabak
Plate