Lesson: How to Return an Item? – Audio
In the dialogue, you’ll hear a customer trying to return a t-shirt because it comes out to be faulty. You’ll learn useful terminology such as “return”, “invoice” or ”faulty”.
Download the audio
Download the transcript and the grammar notes
Transcript
Müşteri: Merhaba
Kasiyer: Merhaba
Müşteri: Ben bu giysiyi iade etmek istiyorum. İki gün önce Bakırköy’deki mağazanızdan almıştım. Eve geldiğimde defolu olduğunu gördüm.
Kasiyer: Peki bana defoyu gösterebilir misiniz?
Müşteri: İşte burada… Tam dikiş yerinde.
Kasiyer: Çok teşekkür ederim. Fatura yanınızda mı efendim?
Müşteri: Tabii ki buyurun.
Kasiyer: Başka bir parçayla değişim yapmak istemez misiniz? Yeni sezon ürünlerimiz geldi, bi bakmak isteyebilirsiniz.
Müşteri: Hayır, teşekkür ederim. Artık buradan alışveriş yapmak istemiyorum. Çünkü 2 hafta önce yine bir ceket almıştım bu markadan ve yine defolu çıktı.
Kasiyer: Evet, ne yazık ki bu tarz durumlarla karşılaşabiliyoruz.
Müşteri: Bu sebeple artık buradan alışveriş yapmak istemiyorum. Lütfen kişisel algılamayın.
Kasiyer: Tabii anlıyorum. Laf aramızda benim annem de arkadaşına hediye almıştı buradan ve hediye yine defolu çıkmıştı.
Müşteri: Bakın siz de yaşamışsınız. Daha önce hiç böyle kalitesiz mal görmemiştim.
Kasiyer: Neyse ben kimse duymadan sizin iadenizi gerçekleştireyim.
Translation
Customer: Hello
Cashier: Hello
Customer: I want to return this dress. I bought it from your store in Bakırköy two days ago. When I arrived at home, I saw that it had flaws.
Cashier: So can you show me the flaw?
Customer: Here it is… Right at the seam.
Cashier: Thank you very much. Is the bill with you, sir?
Customer: Of course, here it is.
Cashier: Wouldn’t you like to exchange with another piece? Our new season products have arrived, you may want to have a look.
Customer: No, thank you. I no longer want to shop here. Because I bought a blouse again 2 weeks ago from this brand and again it was faulty.
Cashier: Yes, unfortunately we can encounter such situations.
Customer: For this reason, I no longer want to shop here. Please do not take it personally.
Cashier: Of course I understand. My mother had bought a gift for her, and the gift turned out to be faulty too.
Customer: Look, you’ve experienced too. I have never seen such poor quality goods before.
Cashier: Anyway, I will make your return without anyone hearing.
Grammar Notes
İki gün önce Bakırköy’deki mağazanızdan almıştım.
I bought it from your store in Bakırköy two days ago.
2 hafta önce yine bir bluz almıştım bu markadan ve yine defolu çıktı.
I had bought a blouse again 2 weeks ago from this brand and again it was flawy.
Laf aramızda benim annem de arkadaşına hediye almıştı buradan ve hediye yine defolu çıkmıştı.
Between you and me, my mother had bought a gift for her friend, and again the gift was flawy.
Bakın siz de yaşamışsınız. Daha önce hiç böyle kalitesiz mal görmemiştim.
Look, you have experienced too. I have never seen such poor quality products before.
—
The suffix -ki: It singles out an individual example of a possessed or located person or object.
Bakırköy’deki mağazanız
Your store in Bakırköy
Ankara’daki evimiz
Our house in Ankara
Senin
Your
Seninki
Yours
-I iade etmek (accusative)
Bu ayakkabıları iade etmek istiyorum
I want to return these shoes.
Bu giysiyi iade etmek istiyorum.
I want to return a dress
-dIğImdA / -dIğIm zaman
When, once
Evde geldiğimde defolu olduğunu gördüm.
I saw that it is flawy when I came home
Eve vardığımda seni arayacağım.
I’ll call you when I arrive home.
Yanında olmak
Have it with you
Fatura yanınızda mı efendim?
Do you have the bill with you
Değişim yapmak
Change (usually used with products when changing)
Başka bir parçayla değişim yapmak istemez misiniz?
Don’t you want to change it with another piece?
Değişiklik yapmak
Make change, modify, remodel
-de değişiklik yapmak
Make change to
Evde değişiklik yapmak istiyorum
I want to make change to the home
Bi bakmak isteyebilirsiniz. / bakmak isteyebilirsiniz
You may want to check it out
“Bi” at the beginning is the short version of “bir” and makes the action faster.
… çıkmak
To turn out to be
Elma kurtlu çıktı
Apple turned out to be wormy
Gene/Yine defolu çıktı.
Again it turned out to be flawy
Bu sebeple artık buradan alışveriş yapmak istemiyorum.
For that reason, I don’t want to buy here anymore.
Yanlış algılamak
To misperceive
Lütfen kişisel algılamayın.
Please don’t take it personally.
Mahcup olmak
To feel embarrassed
Annemin öyle bir kere mahcup olduğunu hatırlıyorum.
I remember that once my mother felt embarrassed like that
“Böyle” is often translated as “like this”. However, here it’s used as “such” of English.
Daha önce hiç böyle kalitesiz mal görmemiştim.
I have never seen such bad quality product/good
Vocabulary
Giysi
Clothes
İade etmek
To return
Mağaza
Shop
Defo
Defect
Defolu
Flowy
Dikiş
Seam
Fatura
Invoice
Parça
Piece
Ürün
Product
Sezon
Season
Alışveriş
Shopping
Bluz
Blouse
Marka
Brand
Bu tarz
This style
Durum
Status
Algılamak
To perceive
Kişisel
Personal
Hediye
Gift
Mahcup
Embarrassed
Kalite
Quality
Kalitesiz
Of poor quality
Kaliteli
Good quality
Mal
Goods
Neyse
Anyways