Lesson: Going to the Street Bazaar – Audio

Turks like to buy their food in Street Bazaars (Pazar) that are set up on a specific day in a specific location. You can dive into the local culture and buy the freshest fruits and vegetables for the cheapest price in Pazars.

Download the audio
Download the transcript and the grammar notes

 

Turkish tutor Gokce Turkish tutor Ayse Turkish tutor Feyza
Interested in private lessons? Sign up now for a free trial!
Need help with your listening skills? Sign up for a free lesson with friendly instructors and learn in a relaxed, step-by-step environment through videoconferencing.

Transcript

Kadın: Off hava çok sıcak.
Erkek: Evet. Neye ihtiyacımız var şimdi?
Kadın: Havuç, Soğan, Kırmızı Biber, Patates, Mantar… eee. Birkaç bir şey daha vardı.
Erkek: Hatırlamıyor musun? Tabii alışveriş listesi yapmazsan, unutursun.
Kadın: Önemli değil. Ben şimdi görürsem, hatırlarım.
Erkek: Evde peynir bitti mi?
Kadın: Var ama çok az. Alsak fena olmaz.
Erkek: Peki..
Kadın: Patlıcan da alalım. Kilosu 5 lira.
Erkek: 5 lira biraz pahalı değil mi? Ben az önce 3 liraya gördüm.
Kadın: Öyle mi? O zaman biraz daha yürürsek, daha ucuza bulabiliriz gibi.
Erkek: Bir şey diyeceğim…
Kadın: Evet.
Erkek: Akşam bizim ofisten Emre ve eşi bize gelebilir. Hatırlıyor musun bahsetmiştim.
Kadın: Evet.
Erkek: Eğer gelirlerse, ne ikram edeceğiz?
Kadın: Doğru söylüyorsun. Birkaç bir şey daha alalım.

Kadın: Her şeyi aldık. Yeter artık gidelim.
Erkek: Bir saniye ileride sanki Diyarbakır karpuzu görmüştüm. Biraz daha yürüyelim mi?
Kadın: Boşver şimdi karpuzu. Biraz daha yürürsem, şuraya bayılacağım.
Erkek: Peki… Tamam.

Translation

Woman: The weather is very hot.
Man: Yeah. Okay, now, what do we need?
Woman: Carrot, Onion, Red Pepper, Potato, Mushroom… eee. There were a few more things.
Man: Don’t you remember? Of course, if you don’t make a shopping list, you will forget it.
Woman: It doesn’t matter. I’ll remember when I see it now.
Man: Is cheese finished at home? (Do we have cheese?)
Woman: There are, but very few. It won’t be bad if we buy it.
Man: Well ..
Woman: Let’s buy eggplant. 5 liras per kilo.
Man: 5 lira is a little expensive, isn’t it? I just saw for 3 liras.
Woman: Is that it? Then if we walk a little bit more, we can find cheaper.
Man: I’ll say something…
Woman: Yeah.
Man: In the evening, Emre and his wife can come to us from our office. I remember you mentioned.
Woman: Yeah.
Man: E, if they come, what are we going to offer?
Woman: You’re right. Let’s take a few more.

Woman: We got everything. Let’s go now.
Man: A second ahead, it was as if I saw Diyarbakır watermelon. Shall we walk a little more?
Woman: Nevermind, watermelon. If I walk a little more, I’ll love it over there.
Man: Well… OK.

Grammar Notes

İhtiyacım var.
I need

Bir şeye ihtiyacım var.
I need something. (Dative)

Neye ihtiyacımız var şimdi?
What do we need now?

Tabii alışveriş listesi yapmazsan, unutursun.
Of course, if you don’t make a list, you’ll forget.

Alsak fena olmaz.
“… fena olmaz” This structure is very common. “Fena olmaz” means “it wouldn’t be bad”. So,

Alsak fena olmaz
lit. It wouldn’t be bad if we buy it.

Almak has the conditional/wish suffix -sA for the third person plural. Alsak.

Gitsek fena olmaz
lit. It wouldn’t be bad if we go. (Let’s go…)

Ben şimdi görürsem, hatırlarım.
If I see now, I’d remember.

E, eğer gelirlerse, ne ikram edeceğiz?
If they come, what would we serve them (for eating)?

Biraz daha yürürsem, şuraya bayılacağım.
If I walk a bit more, I’ll just faint right there.

Ben az önce 3 liraya* gördüm.
I just saw it for 3 liras.
Lo vi a 3 liras

Daha ucuza* bulabiliriz.
We can find it for a cheaper price.

When you are talking about price, you can add a dative case suffix and it gains the meaning as seen above. “For” is the English translation in this case.

Some useful words and phrases:

Az önce
Just now, a short time ago

Bir saniye
One second

Boşver
Never mind

Önemli değil
Not important

Yeter artık!
Enough!

Bir şey diyeceğim… / bir şey söyleyeceğim
I’m going to say something

If you have lived in Turkey, you’d probably hear people starting the conversation with “Bir şey diyeceğim” a lot. However, it’s not very common in other languages.

Vocabulary

Hava
Air

Sıcak
Hot

İhtiyaç
Need

Şimdi
Now

Havuç
Carrot

Soğan
Onion

Kırmızı Biber
Red peppet

Patates
Potato

Mantar
Mushroom

Birkaç
A few

Bir şey
Something

Hatırlamak
To remember

Alışveriş
Shopping

Unutmak
To forget

Fena
Bad

Patlıcan
Eggplant

Pahalı
Expensive

Biraz
Some

Ucuz
Cheap

Bahsetmek
To mention

Akşam
Evening


Partner, husband/wife

Karpuz
Watermelon

Saniye
Second

Boşver
Never mind

Bayılmak
To black out

Diyarbakır watermelon

In Turkish, some fruits and vegetables are called with where they are coming from. “Diyarbakır karpuzu” and “İran karpuzu” are both watermelons but their taste, shapes, and seasons are different.

Some cities are famous for one specific food, fruit or vegetable. (e.g. Çanakkale domatesi, Amasya elması, Çorum leblebisi)