Video: Before – After – When

Notes

-DIğI zaman : This structure is used to specify the time of the verb

Eve geldim, sen yoktun
Eve geldiğim zaman sen yoktun
When (the time) I arrived home, you were not there

Hasta değilim. Yürüyüşe çıkarım.
I am not sick. I go for walking

Hasta olmadığım zaman yürüyüşe çıkarım.
When I am not sick, I go for walking

 

  Suffix İçmek (en. Drink) Dalmak (en. Dive)
Ben -DığIm zaman İçtiğim zaman Daldığım zaman
Sen -DığIn zaman İçtiğin zaman Daldığın zaman
O -DIğI zaman İçtiği zaman Daldığı zaman
Biz -DığImız zaman İçtiğimiz zaman Daldığımız zaman
Siz -DığInız zaman İçtiğiniz zaman Daldığınız zaman
Onlar -DıklArI zaman İçtikleri zaman Daldıkları zaman

-(y)AcAğI zaman : to specify the time of the action that will occur in the future

Temizlik yapacaksın, bana haber ver
Temizlik yapacağın zaman bana haber ver

Ders çalışacaksın, beni ara
You are going to study, call me

Ders çalışacağın zaman beni ara
Call me when you are going to study

 

  Suffix Üzmek (en. Make smb sad) Korumak (en. Protect)
Ben -AcAğIm zaman Üzeceğim zaman Koruyacağım zaman
Sen -AcAğIn zaman Üzeceğin zaman Koruyacağın zaman
O -AcAğI zaman Üzeceği zaman Koruyacağı zaman
Biz -AcAğImIz zaman Üzeceğimiz zaman Koruyacağımız zaman
Siz -AcAğInIz zaman Üzeceğiniz zaman Koruyacağınız zaman
Onlar -AcAklArI zaman Üzecekleri zaman Koruyacakları zaman

-DIktAn sonra : after

Çocuğum büyüdükten sonra, başka eve taşınacağım
After my child is grown up, I will move to another house

Bu kitabı bitirdikten sonra, başka şeylerle uğraşabilirim
After I finish this book, I will be able to do some other stuff

-mAdAn önce : before

Ayağımı kırmadan önce koşabiliyordum
I was able to run before I broke my foot

Ayağımı kırdıktan sonra, koşamadım
After I broke my foot, I couldn’t run

Türkiye’ye gelmeden önce, Türkçe hiç bilmiyordum
Before I came to Turkey, I didn’t know any Turkish

Türkiye’ye geldikten sonra, Türkçe öğrendim
After I came to Turkey, I learnt Turkish

Vocabulary

Hasta
Sick

Yürüyüş
Walk

İçmek
to drink

Dalmak
to dive

Üzmek
to make smb sad

Korumak
to protect

Taşımak
to carry

Taşınmak
to move

Büyümek
to grow up

Uğraşmak
to strive, to labour