Notes
Bu kız ve bu çocuk
This girl and this child
Bu kızla bu çocuk
This girl and this child
Bu kız ile bu çocuk
This girl and this child
Gittin ve gelmedin
You went and you didn’t come
Senle ben muhteşem ikiliyiz
You and me are a great duo
Eve gelip olanları gördüm
I came home and saw what happened
Söyledim ama beni dinlemedi
Söyledim lakin beni dinlemedi
Söyledim fakat beni dinlemedi
Söyledim ancak beni dinlemedi
I told (him/her) but s/he didn’t listen
Madem (ki) susmadın, cezasını çekmelisin
Seeing that you didn’t shut up, you must be punished
Sen de geliyor musun?
Are you coming as well?
Sen de ben de biliyoruz
You too, me too we know / you and me, we both know
Ne suçlusun, ne (de) suçsuz
You are neither guilty nor innocent
Hem suçlu, hem güçlü
You are guilty as well as strong
İster gel, ister gelme
Come or don’t come (doesn’t matter)
Tabii ki sırrını söylemedim
Of course I won’t tell your secret
Korkarım ki yapamayacağım
I am afraid that I won’t be able to do it
İyi ki yapmışım
Good that I did it
Söyledim çünkü önemliydi
I told because it was important
Kızdım çünkü terbiyesizlik yaptı
I got angry because s/he misbehaved
Diğer taraftan, biyolojik nedenler var
On the other hand, there are biological reasons
Mutlu olmak için optimist olmalısın
You should be optimist in order to be happy
Vocabulary
Terbiye
Nurture/education
Terbiyesiz
Impertinent
Terbiyesizlik
Impudence/misbehavior
Sır
Secret
Suç
Offense, crime
Suçlu
Guilty
Güç
Power
Güçlü
Strong
Ceza
Punishment